PDR'ye Alan Dışından Atama Yapılmaması İçin 10 Farklı Neden !
Alan dışından atama yapılmaması için 10 farklı,haklı ve mantıklı sebep var.
1) Psikolojik hizmetler, yalnızca uzmanların yapabileceği bir meslek dalıdır!
Dört
yıl boyunca Psikolojik Danışmanlık ve Rehber Öğretmenlik yapabilmek
için eğitim alan PDR mensupları, alan dışı atama yapılması durumunda,
hak ettikleri kadrolara yerleşememiş ve mağduriyet yaşamış olacaklardır.
Bu, olayın yalnızca bir boyutudur ve bireysel olarak PDR öğrencilerini
ilgilendiren kısmıdır.
Belki
de bundan çok daha önemli olan konuysa; eğitimde psikolojik hizmet
verecek kişilerin bu alanda ehliyetli ve yeterliliğe sahip bireyler
olmaları gerektiğidir. Özellikle ilaçla tedavi uygulamayan ve
psikolojik yardım almak isteyen öğrencileri sözel ifade yoluyla tedavi
eden psikolojik danışman/rehber öğretmen, okullarda çok kritik bir öneme
sahiptir.Öğrencilerin psikolojik sağlığı veya sağlıksızlığı,
bir şekilde onun iki dudağı arasından çıkan sözlerle bağlantılıdır.
Söylediği en ufak bir yanlış kelime, kuracağı en basit bir yanlış cümle
hatta bilinçsizce yaptığı hatalı bir jest-mimik ifadesi bile;
karşısındaki öğrencinin ruhsal durumunu ciddi şekilde
etkileyebilmektedir.
Alan
dışı atama uygulamasının sürekli hale gelmesi ve uzman olmayan
kişilerin rehber olmaya devam etmesi, gelecek neslin ve mevcut
öğrencilerin ruh sağlığını tehdit eden bir durumdur. Ülkemizdeki eğitim sürecinin, sacayaklarından birinin eksik veya kırık olması anlamına gelmektedir.
2) Alan Dışı Atama Tekrarlanırsa, Arkadan Gelen PDR’ciler Ne Yapacak?
Alan
dışı atamaların sürekli hale gelmesi ve önümüzdeki dönemlerde
tekrarlanması durumunda; rehber öğretmen olarak yetişmek üzere yetişen
PDR bölümü öğrencileri atanma sıkıntısı yaşayacak. Alan dışı atama
yapılmasına gerekçe olarak gösterilen, “PDR’de çok kadro var, alan
dışından atanmakla bitmez” yaklaşımı doğru değildir. Çünkü öncelikli
olarak üzerinde durduğumuz nokta, atanıp atanma meselesi değil, uzman
olmayan kişilerin bu mesleği yapması meselesidir.
Bunun
yanı sıra toplamda 20 bin rehber öğretmen ihtiyacından bahsedilse bile,
maliyeye bağlı durumlar nedeniyle her yıl en fazla 1300-2500 arasında
alım yapılabilmektedir. Bu rakam, önümüzdeki yıllarda, PDR bölümünün
vereceği mezun sayısına göre çok düşük kalacaktır. Yani bundan sonraki
her yıl, mezun sayısından çok daha az alım yapılmış olacak… Özellikle
Şubat 2014 gibi ara bir dönemde, üstelik de alan dışından atamalar
yapılırsa, o yıl mezun olacak PDR’cilere kalan kadro sayısı yetersiz
olacaktır.
3) 2013’de Yeni Açılanlarla Birlikte, PDR Bölümü 60 Üniversitede…
Buradaki
ilginç olan nokta ise: “Eğer alan dışı atama yapılırsa, önce rehber
öğretmenler atanacak, kalan kadrolara Felsefe grubu mezunları
yerleştirilecek. Öncelikle PDR mezunları atandığı halde niye itiraz
ediyorsunuz” denilmesidir. Atamalarda PDR’ye öncelik verilmiş olabilir
ama tekrar belirtiyoruz ki; örneğin Şubat 2014′te atama yapmak gibi bir
yanlışlık yapılırsa, yani önceki yıldan kalan mezunumuz yokken ara
dönemde atama yapılırsa, bu durum yarım dönem sonra mezun olacak biz
PDR’cileri çok zor durumda bırakır.
4) Bir Kez Daha Alan Dışı Atama Yapılırsa, Psikolojik Hizmetler Ayağa Düşer
Biz
PDR’ciler olarak basit hesaplar peşinde değiliz. Günü kurtaralım
derdinde hiç değiliz. Olay öğretmen olarak atanıp atanmamak meselesi de
değil.
Biz bu bölümü hobi olarak okumadık. Belki de ömrümüzü adadık; insan psikoloji üzerine araştırmalar yapmak için…İlköğretim
ve lise öğrencileri başta olmak üzere, gençlerin ruh durumuyla ilişkili
ciddi eğitimler aldık, yıllarca dirsek çürüttük PDR sıralarında…
Üstelik de idealistliğimiz, öğretmen olarak atansak bile devam
edecektir. Hatta sorumluluklarımızla birlikte hedeflerimiz ve
hayallerimiz de katlanarak artacaktır. Ancak alan dışından, iş bulma
kaygısıyla gelen kişiler, mesleğimizin hem niteliğini düşürmekte hem de
imajını zedelemektedir.
5) Olay Atanıp Atanmama Meselesi Değil, Rehber Öğretmen’lik Hakkımız
Biz PDR’ciler, mesleki ırkçılık yapmıyoruz. İmtiyaz da istemiyoruz, hakkımız olan “herkes kendi işini yapsın” ı savunuyoruz. “Alan
dışındakiler de göreve başlayınca rehber öğretmenliği öğrenir”
yaklaşımını haklı görmek, yoldan geçen herkesi öğretmen yapmayı kabul
etmek anlamına gelir.
Tüm
bunlara rağmen, madem alan dışından rehber öğretmenliğe atama
yapılacaksa, biz PDR’ciler niçin okuyoruz? PDR bölümlerine kontenjan
niye ayrıldı? Toplama bölüm olacaktıysa, iş kapısı olarak
görülecektiyse, niye “insan üzerine çalışma” konusunda böylesine
umutlandırıldık?
6) Üniversiteye Yerleşme Puanlarımız Arasında Uçurum Var
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik öğrencileri, YGS sıralamasında oldukça başarılı olarak bölümlerine yerleşmektedirler.Türkiye
genelinde 5 bin ile 30 bin arasında derece elde edenler,
üniversitelerin PDR bölümlerine kayıt yaptırabilmektedir. Oysa Felsefe
grubu öğrencileri, üniversiteye hazırlık sürecinde “fazla kasmamakta” ve
150-200 bininci sıradan kendi bölümlerine yerleşmektedirler.
Örneğin
Sakarya Üniversitesi Felsefe Bölümü’ne 2013 yılında giren son
öğrencinin puanı 269,93084, Sosyoloji Bölümü’ne giren son öğrencinin
puanı 309,70258 iken, aynı üniversitenin PDR Bölümü’ne yerleşen son
öğrencinin puanı 394,90374 ’dür.(1)
Tüm
üniversitelerde LYS yerleştirmeleri sonucu Felsefe-Sosyoloji
bölümlerine giren öğrencilerle, PDR bölümüne yerleşen öğrenciler
arasındaki puan farkı aynıdır, ortalama 100 puandır hatta 150 puana
kadar çıkabilmektedir. PDR öğrencileri bu duruma haklı olarak, “Siz de YGS-LYS’ye adam gibi hazırlanıp PDR’yi hak etseydiniz” şeklinde bakmaktadırlar.
7) Biz PDR’ciler, Gecemizi Gündüzümüze Katıp YGS’ye Hazırlandık…
PDR
öğrencileri arasında, felsefe-sosyoloji bölümüne başlayan ve sonra PDR
okumak için bu bölümleri bırakıp, sil baştan YGS’ye hazırlanarak aramıza
katılanlar var. Bu durumları da göz önünde bulundurursak, bir kez daha
anlarız ki; alan dışı atamalar, taa üniversite hazırlık
dönemimizden itibaren yaptığımız çalışmaların da buruşturulup atılması
anlamına gelir. Gecemizi gündüzümüze katarak, eşit ağırlık
branşının en gözde mesleğine gelmek için çabaladık; bu nedenle, diploma
aldıktan sonra herkesin atanabileceği bir bölümde olmayı hak etmiyoruz.
8)
Felsefe Grubu ve PDR’nin Lisansta Aldığı Dersler, Birbirinden Çok
Farklı… Onlar Fen Edebiyat Fakültesi’nde, biz Eğitim Fakültesi’ndeyiz…
Alan
dışı atamaya gerekçe olarak sunulan iddialardan biri de, Felsefe grubu
bölümleriyle PDR’nin lisans boyunca birbirine paralel dersleri aldığı
şeklinde. Hâlbuki gerçek hiç de öyle değil. Bir kere bizim
fakültelerimiz bile farklı…
Emin olun, fakültedaş olduğumuz Matematik bölümüyle bile, Felsefe grubu bölümlerinden daha çok ortak dersimiz var. Lisans
boyunca eğitim bilimleri dersleri almayan ve farklı alandan mezun olan
bireylerin, bizim mesleğimizin gerektirdiklerini yerine getirmesi
beklenemez.
9) Yeni Milli Eğitim Bakanımızdan ve Müsteşar Beyden, Eski Uygulamaların Tekrarlanmamasını Talep Ediyoruz
Daha
önceki yıllarda Felsefe grubu mensuplarının ve medyanın “ortamı hazır
hale getirme” çalışmalarının sonucunda, Milli Eğitim Bakanlığı, gelen
talepler doğrultusunda hareket ederek rehber öğretmenlik kadrolarına
alan dışından atama yapmıştır. Bir karar organı ve yetkili kurum olarak
MEB’in önceki yıllarda gerçekleştirdiği bu uygulama, şüphesiz ki ciddi
şekilde hatalı bir işlemdir.
Rehber
öğretmenlik kadrolarına yapılan alan dışı atamalar uygulamasında,
bugüne kadar Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik camiası dikkate almadan
hareket edildi. Yalnızca tek taraf, yani işsiz güçsüz
oldukları gerekçesiyle rehber öğretmen olarak atanmayı talep eden,
Felsefe grubu mensuplarıyla görüşüldü. Ne yazık ki MEB, PDR
öğrencileriyle veya akademisyenlerle görüşmeyi tercih etmemiş, önceki
süreçlerde bizlerin talep ve isteklerini dikkate almamıştı.
Daha sonraki dönemlerde PDR
bölümü mensupları adına Dergi p.Dr. Yönetim Kurulu; Milli Eğitim Bakanı
Ömer Dinçer’le görüşmüş ve alan dışı atama yapılmayacağı sözünü
vermişti. Ancak yeni bakan Nabi Avcı geldiğinde, durumun
değişmesinden endişe ediyoruz. Bu nedenle Dergi p.Dr. olarak; yeni
bakanla da en kısa zamanda görüşmeye ve taleplerimizi iletmeye
çalışıyoruz.
10) Milli Eğitim temel kanunu: “Öğretmenlik bir ihtisas alanıdır” der.
Umarız
ki sayın Bakan Nabi Avcı ve müsteşar Yusuf Tekin’le, yeni ve güzel bir
dönem başlamıştır Milli Eğitim’de… Üniversite kökenli bir hocamız olan
Nabi Avcı’nın, uzmanlık alanına ve emeğe önem verdiğini düşünüyoruz.
Milli Eğitim temel kanunu: “Öğretmenlik bir ihtisas alanıdır” der. Bu anlamda geleceğe umutsuzca bakmıyoruz ancak önümüzdeki süreçte aynı uygulamanın tekrarlanmamasını talep ediyoruz.
Son Söz: 2013 Girişli PDR’ciler Yılmamalı, Aksine Daha Çok Çalışmalılar
PDR’ciler
olarak hep bir olmalı, birlikte olmalı, aramızdaki koordinasyonu sağlam
tutmalı ve mesleğimiz adına çeşitli faaliyetlere imza atmalıyız. Yalnızca kriz anında ortaya konulan tepkiler saman alevi gibi oluyor. Parlayıp sönüyor…"
PDR Bölümü
Dergi pe.Dr

Bir zamanlar felsef bölümünün puanları pdr den de psikolojiden de sosyolojiden de yüksekti ve felsefe bölümüne giremeyen giripte derslerin ağırlığından dolayı alan dğiştirip psikoloji veya sosyolojiye kayanlar kendi alanlarında istihtam edilemedikleri zaman 8 saat felsefe eğitimi almış belgesiyle felsefe bölümüne atanıp felsefe alanında çalışırken kimse sesini çıkarmıyar felsefecilere haksızlık yapıldığını düşünmüyordu.Özelde yada Kamuda kaç tane çalışan sosyolog veya psikolog tanıyorsunuz ? yok. çünki hepsi alan dılşı felsefe de çalışıyor buda sizleri mutlu ediyor.Şimdi felsefeciler pdr ye kayınca vay anam vay. el insaf be.birbiriniizi kötüleyeceğinize insan kaynaklarını iyi yönetemeyen meb ve yöke eleştirinizi yapın.yapıcı olun yıkıcı olmayın.
YanıtlaSil